Yağmurun çamura çevirdiği patika yoldan koşan Zeynep "N'olur babam gelmemiş olsun." diye dua ediyordu. Hava karardı kararacaktı. Ayakları tamamen ıslanmış, üşümeye başlamıştı. Eve vardığında içini korku kaplamıştı. Babasının topukları kırılmış olan ayakkabıları kapının önünde duruyordu. İçeri girmek yerine ellerini ovuşturup kapının önünde dolanıp duruyordu. İçeriden gelen sesle babasının her zaman ki gibi çakır keyif olduğu anlaşılıyor ve annesine bağırıyordu. " Yok ben girmeyim içeri. Ya da gireyim." diye bir ileri iki geri gidiyordu Zeynep. " Ya anneme bir şey yaparsa." İçi içini kemiriyordu, korkuyordu, titriyordu. Titremesi üşümesinden değildi. Olacaklardan haberi vardı. Babası yine vuracaktı. Hem annesine hemde kendisine ve yine yardıma gelen kimse olmayacaktı.
Zeynep iki katlı evlerinin dökük gri sıvasına baktı. Yüzüne düşen yağmur damlalarını artık silmiyordu. Evin avlusunda bulunan ıhlamur ağacının altına gitti bekledi bir süre. Kulaklarını elleriyle kapayıp ıhlamur ağacının altına çömeldi. Annesinin sesini duymayı engellemeye çalışsa da duyuyordu yinede. Gözyaşları yağmur taneleriyle karıştı. Dayanamıyordu içini kavuran bu ateşe. Evin dış kapısına baktı bir süre. Kapının solmuş mavi rengi üzerinde bakkal amcasının ona verdiği tatlı sakızlardan çıkan çıkartmaları yapıştırmıştı. Onlarda zamanla derin yaralar açılan kalbi gibi demir mavi kapının üzerinde paslarda kaybolmaya yüz tutmuştu. Derin nefes aldı Zeynep ve adımını yaşayacağı cehenneme doğru yavaş ama kesin adımlarını attı. Annesinin üzerine abanmış tekmelerini peşi sıra savuran babasına " Dur! yapma." diye bağırsa da duyuramamıştı babasına sesini. Gözü kör kulağı sağır olmuştu ya babasının, duyuramazdı ona kimse sesini. Zeynep etrafına bakındı. Dua ediyordu "Bu kez birileri gelsin yardıma". diye. Baktı Zeynep, annesine.. Yerde hareketsiz yatan annesine.. Yüzü kanlar içinde, etrafta kan izleri.. Bir şeyler yapmalıydı. Masanın üzerinde duran bardağı alıp attı babasına. Durdu babası. Elini ensesine koyup döndü etrafında aksaya aksaya. Ondan sonrası Zeynep için yoktu..
Bu hikaye duyarsızlara adanmış olup, duyarsızlar duyarlı davransaydı kimilerinin hayatlarında ne gibi etkisi olurunu göstermek amacıyla yazılıyor. Umarım etkisi olur. Duyarsızlara bir gem vurup bin ah alacaklarına duyarlı olur dualara karışmalarına vesile olması amacıyla...
16 yorum:
Harika...Kalemi yazdıran Allah, yolunu ve kalemini daha da açsın inşallah...
Kalemine sağlık.. 🙂
Zeynep'i anlıyorum. Çok doğru duyarsızlar belki üst katında oturan babane ve dede, iki sokak ötedeki amca. Bu duyarsızlar yüzünden kırık kalp çok. :( harika olmuş yazın.
http://makyajbox.blogspot.com
ve
http://berilcimcime.blogspot.com
Kalemine sağlık canım. Biraz geç görmüşüm. Kazdım kendime. Ama geçte olsa okudum. Mutluyum. Sevgilerimle 💙💙
Büşra Gürbüz;
Amin. Çok teşekkür ederim :)
İçimden Geldiği Gibi
:D Teşekkür ederim
Birsen Çendeoğlu Akyol;
Duyarsızlar duyarsız kaldığı sürece Zeynepler çok dua edecek bu şekilde..
Yorumun için teşekkür ederim :)
Semanur Kok ;
Çok teşekkür ederim :))
of ya bizim ülkede olağan şeyler di mii.
Bizim ülkede ne yok ki deeptone.
Ahh hepsine ses olabilsek, ellerini tutabilsek keşke..
Elif İpek Durmaz;
Keşke ya, bütün çocuklara ses olabilsek..
Çok üzüldüm. Öyle güzel anlatıyorsun ki, bir an olayın içinde buldum kendimi. Kalemine sağlık. Merakla 3. bölüme gidiyorum.
Hikaye Kalpli Kadın;
Üzücü, çocuklar olunca daha da üzücü. Teşekkürler.
Duyarsız insanlar duyarlı olsaydı. Hayatta sanırım. Sorun, stres, kırılmalar, kırmalar olmazdı.
Maalesef bir konuda duyarlı veya duyarsız olmak yaşadığımız olaylardan aldığımız tecrübeler sonucunda ortaya çıkıyor.
Saygılarımla.
Abdullah Tığ;
Kesinlikle öyle. Olaylara karşı duyarlı olsak çok şeyler değişecek.
Yorum Gönder
Yorumunuz değerli:)
Link paylaşılan yorumlar yayınlanmayacaktır..