10.01.2020

Davacı





Gri bulutlardan dolayı birkaç gündür hapsolmuştuk kara günlere. Havada tek düzelikte esen meltemle puslu hava daha da boğucu hale geliyordu. “ Kara bulutlar, dökün artık şu bereketinizi üzerime. Bakın, görün artık; yeşilden sarıya döndü yapraklarım. Mevsim yaz. Dallarım kuruyor artık.” diye hüzünle söylendi Davacı ama kimse duymadı onu. Artık mecali de kalmamıştı ya. İncecik dalına tutunan küçük mor renkli kelebeğe baktı şefkatle. Sonra yuvalarında ötüşen, annelerini bekleyen üç kırlangıç yavrusuna. Henüz tüyleri belirmemişti bu yavruların. Uzaktan geçen martıya seslendi. Lakin sesini duyuramamıştı. Semada süzülen martının peşinden öylece baktı. Uzaktan gelen çocuk sesleri.. Ayak sesleri ve gülüşmelerini duyuyordu. Uzun zamandır hasret kaldığı bu sesleri hep uzaktan duyuyordu artık. Peki neydi Davacıyı bu kadar yaralayan? Özlem? İhanet? Acımasızlık? Davacının hikayesi belki de burada başlıyordu ya da son buluyordu. Onun dostları Davacıda ki bu durgunluğu sezinlemişlerdi lakin bir türlü anlam veremiyorlardı.

 Huzur veren o sesi bekledi uzun süre Davacı. Kendisine Davacı diyordu artık “Davacıyım!” diyor kimseye söz açmıyordu.  “ Kuruyorum, kırgınım…” derin bir nefes aldı. Nefesini üç saniye kadar tutmuştu. Nefesini verirken bir of çekti, sesi ovada yankılandı. “Hey kuşlar! Kalkın üzerimden, kendime bile hayrım yok demek ki.. Yemeyin meyvelerimden.. Şu al al kirazlarımdan yemeyin artık. Gidin, sizde gidin!” diye hayıflanırken kiraz ağacı, üzerinde gezinen boz renkli serçenin “ Söylesene, neyin var senin böyle?” o narin sesinin tınısını duydu.

Koca ıhlamur! Çiçeklendin yine. Kokun sardı dört bir yanı. Biliyorum sende yuva oldun kimilerine. Bak şu karşıda salkım söğüde. Bak gör ne kadar neşeli. Sevincini taa buradan hissediyorum. Bak gör, meltemle nasıl şen şakrak. Dalları yere değmekte, benim dallarım göklerde. Birer birer soluyor damarlarım, dökülüyor yapraklarım mevsimsiz. Bak şu söğüde. Hey söğüt! Eğil. Hey rüzgar! Dansa kaldır artık şu söğüdü. Bak gör insanlar nasılda mutlu. Ama dikkat et! İnsan bu. Bugün güler…

Serçe başını insanlardan davacı olan kiraz ağacının dallarına sürdü şefkatle. Gagasında yediği kirazın kan kırmızı suyunun izi kalmıştı. Anladı kederli kiraz ağacı, biricik dostu. Yavrularıyla birlikte kendisine ev olmuştu. O ketum fırtınada sarmış, korumuştu onları. “Canım Kiraz ağacım…” sözünü tamamlayamadan devam etti bizim Davacı.

Davacıyım! Şu değer bilmez insanlardan. Onlar benim de dostumdu. Seneler evvel küçük bir çocukken geldim bu topraklara. O zamanda döndüm ölümün eşiğinden. Merak ve sevgiyle! Evet merak. Meraklıdır insanoğlu. Küçük bir dal iken her gün yanıma gelir beni okşardı. Kök saldım bilmediğim ama sevdiğim, sevildiğimi hissettiğim bu topraklara. Kök saldıkça büyüdüm büyüdükçe yaprak açtım. Görsen insanları sırf yaprak açtığım için nasılda mutlu oldu. O mutlu oldukça ben çiçek açtım. Büyüdüm, meyve verdim.  O çocukların küçük bedenleri ile üzerimde meyve yemelerinin keyfini anlatsam eksik kalır mana.

Serçenin yanına konan Kırlangıç, uzaktan kulak misafiri olmuştu bu dertli arkadaşına. Onun kırılganlığını anlayınca hüzünle ötmüştü.. Çağırmıştı dostlarını. Karıncalar, tırtıllar, kelebekler, kargalar… Hepsi gelmişti. Davacının bütün dostları gelmişti, biri hariç.
“ Nerede dostum insan? Kirazlarımda mı tat kalmadı, hani nerede? Dost dediğim insanın “ Bu ağaç artık işe yaramıyor, keselim bunu.” dediğini duydum. Her sene vaktinden hiç şaşmadan yaprak açtım, çiçek açtım, çiçeğim beyaz gelinlik gibi manzara sundu onlara. Kiraz…”
Sözünü tamamlayamadı Davacı! Gürültülü bir ses duyuldu önce. Sesten ürken tüm dostları uzaklaştı ondan. Sonra derin ve keskin bir acı hissetti. Göklerde şaha kalkan dalları yıldırım gibi düşmüştü toprağa. O sırada gök gürledi. Meltem fırtınaya döndü, deniz kabardı, bulutlar ağladı. Kainat ağladı.  Ama insanoğlu hep aynı kaldı. Vefasız.
Geriye kalan ne vardı. Üzerinde çocuk kahkahaları, mutluluğun kokusu serpildi gökyüzüne o hatıralardan…

8 yorum:

deeptone dedi ki...

ah kiraz ağacı yazık ama sanaaa :)

Persephone dedi ki...

Çok güzel. Kalemine sağlık. Sevgiler...

*mehtap dedi ki...

kesilen ağaçlara kıyamam hiç.bazen gerekse de.

Bayan Hohori dedi ki...

bence de yazık oldu.. Umutlarını kırdılar :)

Bayan Hohori dedi ki...

çok teşekkürler :) sevgiler benden olsun..

Bayan Hohori dedi ki...

maalesef bende.. Bir ağaç bir günde yetişip o hallere gelmiyor ki

deeptone dedi ki...

heeey film başlığındaki film seçkilerime baksanaa :) bi dolu var dram veya romantik. amaa sana hemen bir iki tane söleyim, stepmom, lost girls, leap year, love rosie :) olmazsa söle yine banaa :)

Bayan Hohori dedi ki...

Hepsine sırasıyla bakacağım deep teşekkürler :)

Yorum Gönder

Yorumunuz değerli:)
Link paylaşılan yorumlar yayınlanmayacaktır..

 

BAYAN HOHORİ YAZIYOR. Published @ 2014 by Ipietoon