Gözlerinden süzülen bir damla yaş belirmişti. Etraf karanlık olsa da Nazlı Milat hep aynı yere bakıyordu Yahyayı görmek için.
Hareket etmeye korkuyordu Nazlı. Ya çekip giderse diye. Gözyaşları görmesine engel olmaya başlayınca elleriyle gözlerini silip, gözlerini hiç kırpmadan camdan yolun karşı tarafında duran Yahyayı görmeye çalışıyordu. Yağmur bir anda bardaktan boşanırcasına yağmaya başlamıştı. Ellerinin titremesine engel olmasını bırak kalbi, zihni dahi söz dinlemiyordu sanki. Ne duruyorsun, koş, diyen aklına karşı gelen ayakları mıh gibi olduğu yerde kalmıştı. Sadece gözleri tek noktada sabitlenmişti. Yahya karşısında duruyordu işte.
-Koş aptal, koş işte!
Derin nefes alıp koşmaya başlamıştı Nazlı Milat. Yağmur daha saniyesinde sırılsıklam yapmıştı onu, ama umurunda değildi. Bütün hücresinde hissettiği o buruk mutluluk, ritmi bozulan kalbine söz dinletememesi aşktandı. Emindi artık. Çok geç olsa da emindi.