11.11.2020

Bir Sonbahar Akşamı


 Doğrudan odasının penceresine yönelmişti. Penceresini açıp derin bir nefes çekti. Temiz hava alacağını düşünmüştü lakin havada kömür ve duman kokusu hakimdi. Yapraklar tamamıyla dökülmemişti. Esen rüzgar üşütmeye başlamıştı.  Usul usul yağan yağmurun dama vuran seslerini dinledi. Yorgun bir sonbaharın adım adım gelişiydi bu. Yanında hüznü de getiriyordu belli. Rüzgarın hışırtısını dinlerken uzaktaki nokta olan ışığa takıldı gözleri. Belki sokak lambası belki bir ev. Bilemedi! İçeriden annesi kendisine seslenmişti " Yemek Hazır." Aç değildi tokta değildi. Canı şu anda yemek istemiyordu. Canı bugünlerde hiçbir şey yapmak istemiyordu. Ne okumak ne konuşmak ne düşünmek... Canı sadece istemiyordu. 

10.26.2020

Bir Ah Vardı: Geçmişin Kapısı

 




Sazı elinde girmişti kahvehaneden çeriye. Başındaki kasketi kendisini daha da yaşlı göstermişti. Uzun ve yassı burunlu, burnunun sağ tarafında koca bir leke vardı. Doğum lekesine benziyordu. Bıyıkları beyazlamaya yüz tutmuş, hayat yorgunluğunun belirtisi olan mercan gözlerine, kapakları et yığını halinde düşüvermişti. Yüzü o kadar zayıftı ki elmacık kemikleri yüzünde bir taş gibi biçimsizce duruyordu. Zayıf bedenini ayakları zor taşıyordu adeta. 

10.17.2020

Masal Diyarı






Bir yerde duymuştum. Deniz kabukları okyanustan dalga seslerini içine hapseder. Kıyıya vurur ve birisinin kendisini bulmasını bekler. Bulan kişiye, bulunmadığı diyarlardan belki de hiç tanık olmayacağı sesleri dinletirmiş. Bir yanında denizin hışırtısı bir yanda deniz kabuğunun hediyesi. Bir mırıltı dökülür  huzurla dudaklarından. Orkestranı kurmuşsundur o anda. Kalbin ritim tutmuş. Eşsiz bir seyircin var. Doğa!

10.07.2020

Seher Vakti

 




 Seher vaktinden sonra başlar yaşam telaşı, önce usul usul. Nefes kadar yakın ölümün eşiğinde yaşamaya devam ederiz her şeyi unutmuşçasına. Varoluş amacı güdülmeden.. Unuttuklarımıza varsaydığımız gayelerimizden kopuk. 

10.06.2020

Bir Şarkı- Men Seni Gördüm Ay Işığında

 



GÜNAYYDIIINNNNN :)))

Bu şarkıyı sizlerle paylaşmak istedim ama daha çok Bu şarkıyı kanalında paylaşan kişinin açıklama kısmına yazdığını paylaşmak istedim ama buraya aktarmak doğru olur mu diye düşündüm. Umarım açıklamayı okursunuz :) Yorumlar ayrı bir dünya.. Evet ben de  müziği dinlerken yorumları okuyorum :)))


10.05.2020

Kavanozun Dibi -2-


 Kahvaltı yaptıktan sonra mutfağı toplayıp doğrudan odama geçip hazırlanmaya başladım. Babam iki dakikada hazırlanıp dışarı çıkmış dışarı çıkarken de çabuk olsun demişti. Annemle bizde ev daha toplu olsun diye bir yandan hazırlanmaya çalışırken bir yandan yatakları toplayıp evin dağınık olan diğer odalarına ufak dokunuşlar yapıyorduk. Annem bir yandan babama kızıyor bir yandan acele ettiği için eli ayağına dolaşıyordu. Hal böyle olunca daha da çok sinirleniyordu.

10.04.2020

Haydi Sohbete :)

 


Bugün her zamankinden farksız geçti.. Güldüm, yeri geldi kızdım yeri geldi öfkelendim.. Artık uyandığımda bugün ne gibi sürprizler bekliyor diye düşünmeden edemiyorum. Sabah zihin sporu oldu bu galiba... Kıskıvrak ele geçirilmiş ama çırpınmaktan da asla vazgeçmeyen o şey modundayım. ŞEY.. Hani ne olduğunu bilirsinde isim koyamazsın ve "şey" dersin sadece.. O şeyler gittikçe artıyor bende.. Yani isim koyamamak değilde o ismi yaftalamaktan utanıyorum kendimce sanırım. Ama neyse diyorum sonra.. DEĞMEZ! Gerçekten değmiyormuş...

10.01.2020

Davacı





Gri bulutlardan dolayı birkaç gündür hapsolmuştuk kara günlere. Havada tek düzelikte esen meltemle puslu hava daha da boğucu hale geliyordu. “ Kara bulutlar, dökün artık şu bereketinizi üzerime. Bakın, görün artık; yeşilden sarıya döndü yapraklarım. Mevsim yaz. Dallarım kuruyor artık.” diye hüzünle söylendi Davacı ama kimse duymadı onu. Artık mecali de kalmamıştı ya. İncecik dalına tutunan küçük mor renkli kelebeğe baktı şefkatle. Sonra yuvalarında ötüşen, annelerini bekleyen üç kırlangıç yavrusuna. Henüz tüyleri belirmemişti bu yavruların. Uzaktan geçen martıya seslendi. Lakin sesini duyuramamıştı. Semada süzülen martının peşinden öylece baktı. Uzaktan gelen çocuk sesleri.. Ayak sesleri ve gülüşmelerini duyuyordu. Uzun zamandır hasret kaldığı bu sesleri hep uzaktan duyuyordu artık. Peki neydi Davacıyı bu kadar yaralayan? Özlem? İhanet? Acımasızlık? Davacının hikayesi belki de burada başlıyordu ya da son buluyordu. Onun dostları Davacıda ki bu durgunluğu sezinlemişlerdi lakin bir türlü anlam veremiyorlardı.

9.30.2020

Kavanozun Dibi -1-


 Bugün hava berrak ve güneşli. Gök yüzünde bir tane bile bulut yok. Kuşların cıvıltısı, tavukların ötüşü insana huzur veriyordu. Hatta cırcır böceklerinin o rahatsız edici sesi bile hoşunuza gidiyor. Hafif meltem vardı. Annem mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu. Onun çıkardığı seslere uyanmıştım. Aslında çoktan uyanmış ama zihnim açık şekilde uyumaya çalışıyordum. Bu sabah beni kaldırmamıştı annem. Normalde annem sabah erken kalkar ahıra gitmeden beni uyandırır kahvaltıyı hazırla derdi. Güneş resmen odama doğmuştu bu sabah.

8.29.2020

Leblebi Tozu

Son dakikalar kalmıştı. Herkes öğretmenin anlattıklarını değil de eli kulağında olan zilin o tiz kuş sesini duymayı bekliyor gibiydi. Hoca kara tahta önünde elinde tebeşirle tahtaya bir şeyler yazarken ben eve gidip yiyeceğim yemeğin hayalini kuruyordum. Üzerimde dizlerimin epey üstünde olan mavi önlüğüm, beyaz kolalı yakalığım vardı. İlkokulun son senesi yani beşinci sınıf olduğu için yeni önlük almamışlardı bana. Bu sene idare et nasılsa seneye yeni forma giyeceksin. Omuz silkmiştim umursamaz şekilde. Anlamsızca seviyordum önlüğümü. Hemde maviydi ne güzel. Seneye lacivert ceket, gri etek giyecektim. Kırmızı kurdaliye takacaktım beyaz gömleğin yakasına. Bu kadar kötü kıyafet olmazdı sanırım diye düşünedururdum. Lakin köyümüzde tek okul vardı ve ben aynı okulun diğer bölümüne yani ortaokul dediğimiz ikinci kısmına abilerin ablaların olduğu yere geçecektim. Okulun yarısı kendi akrabalarım oluşturuyordu zaten. Sülalecek yer etmiştik okulda. Diğer yarısı da komşularımızdı..

7.27.2020

Cem Karaca-İşte Geldik Gidiyoruz





Bir çiviyi çakar gibi
Vura vura günlere
Bir çiviyi çakar gibi
Vura vura günlere

7.21.2020

Bir İyilik Bin Kötülük


Matem içinde yüreğim. Bu kadar hassas olmaktan nefret ettim. Gücümü harcadım, tahammülüm tükendi. Kendimi tanıyamıyorum artık dediğim en uç noktaya ulaştığımı düşünmem suç olmasa gerek. Zira bu naiflikteki tüm çabalarımı solduran ne kadar şey varsa yaşadım. Kimseye de kızamıyorum kendime kızdığım kadar.” Ne vardı bu kadar hassas olmasaydım” demeden alamıyorum kendimi. İyilik olsun dedikçe ikiyüzlülüğün en âlasıyla tanıştım. Annem “ Herkesin söylediği yanına kâr kalıyor.” derken aldığı yaraları göz ardı ederek geçemeyeceğim bu sefer. Zira ağızdan çıkan bu söz onunda zamanında bu dersden faydalandığını anlamama yetiyor.

7.06.2020

Bir Rüya





Kelimelerin tozlu raflarda salınarak dolaştığı anlarda çıka geldi kalem. O puslu hatıraların güçlü duyguları ile yoğrulacak ucu pas tutmuş tükenmez kalemle buluşacaktı artık temiz bir sayfa. Kitabın safran sarıya çalık yaşanmışlıklarında dolandı bir süre. Bir süre de kendisinden kopardı o duygularını. Geçmişe dönüp baktığında kalemle kağıdın buluşmasına sadece " Bir Rüya" diye adlandırıyordu. Ne kalem güçlü ne kağıt. Onlar hasretti birbirlerine. Başağın suya hasreti nerede biter? 

7.05.2020

Bak Sen Şu İşe






Buharlaşan cama çizgiler çizip resim yapıyordum. Çizgilerin bittiği yerde biriken buhar damla halini alıp aşağıya doğru süzerek çizdiğim resmi bozmuştu. Dışarıda sokak lambaları gecenin karanlığında ışık huzmesi olarak gözlerime yansıyordu. Ses yok ama yaşam vardı. Bir yerlerde kesinlikle yaşam vardı. Üzülen, gülen, çılgınca eğlenen ve hunharca ağlayan. İnsan bir vücut ama insanlık farklıydı. Vadinin içinden hızla gelen sis etrafı kaplamıştı. Artık karşı taraftaki ışıkları görmüyordum. Sadece esen rüzgarın sesi vardı. Birde sessizliğin o sesi. Ama o sesi kimse kolayına duyamaz o sebeple sessizliğin sesi denmiş ona. Yani bence öyle. Çünkü insanlar bir şeylere kendi penceresinden bakar. O pencerenin manzarasını yine kendisi oluşturur. Aslında öyle de değil, direkt pencerenin karşısına manzarayı koyar sonra o pencereden kendi koyduğu manzarasını seyreder. Öyle işte. 

5.27.2020

Bir Dem, Savruk Kahkaha

Gökyüzünde asılı kaldı umutlar. Narin çiçeğin dalından yaprağını kopardılar. Usul usul dokundu kalplere kimi sözcükler, bağrından kopup gelen o ince anlamı görmekti asıl mesele.

4.29.2020

Bir Bavul Meselesi

Öyle büyümüş ki içimizde ki yalnızlık,
Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz. 
Beklerken de yavaş yavaş ölmeyi seçmişiz.
                                            
                                           Cemal Süreya


4.08.2020

O Ayrı Mesele

Tebessüm ettik. açmakta olan goncaya, uçuşan kelebeklere, öten kuşlara,  tatlı melteme, gülen bebekle güldük, oynaşan köpekleri izledik, oyunda mızıkçılık yapan çocuğu sakinleştirmeye çalışırken tebessüm ettik..

2.14.2020

KARGA







Bir karga ilişiyor gözüme. Koca koca camların ardında ayakta durmuş onun semada süzülüp asfalt yola inişini izliyorum . Olmak istemediğim ama olmak zorunda kaldığım yerde öylece kollarımı arkada bağlamış onu izliyorum. Başı,
 

BAYAN HOHORİ YAZIYOR. Published @ 2014 by Ipietoon