10.05.2017

Paranın Bilinmeyen Yolculuğu






Şu anda bu satırları sizlere tüm çıplaklığıyla yazıyorum.. Bugünün kahramanı ben. İlla kahraman olacaksam o ben olayım diyorum ve günümü sizlere anlatayım. Elimde kupa bardağımda açık çay. İçmek için değil de daha çok soğuktan donan ellerimi ısıtmak amacıyla içiyorum.. Yanında bir kaç sarı leblebi ve iki badem.. Hani şu form koruma amacıyla, çayın yanında bir şeyler atıştırma bahanesiyle.. Ben bu satırları şu anda yani saat 21:16 da yazıyorum..



Sene 2017. Eylül'ün 5'i..

Günün sabahı;

Sabah hava sert soğuk ama güneşli. Güneş ısıtmıyor lakin. 7 de kalktım mecbur. Dershaneye gitmem gerek mecbur. Ve de ilk gün dershanenin. Neyse o herkesin bildiği tüm hazırlıklar yapıldı. Hava soğuk olsa da üzerime hırka vs. almadan çıkıyorum evden.. Dolmuşa binebilmem için ana yola yaklaşık 300 metre kadar yürümem gerek.. Yeşil ve omuzları işlemeli tuniğimi, siyah dar paça pantolonumu ve geometrik şekillerle bezeli olan renkli eşarbımı seçtim bugün. Beyaz spor ayakkabı ve siyah deri sırt çantası..

Evden çıktığımda ilkin üşüyorum ama yürüdükçe üşümem de geçiyor. Çok fazla dolmuş beklemiyorum en fazla iki dakika.. Ondan sonraki süreç bilinen şeyler işte.. Dershane meydanda.. Maraş Caddesinde İş Bankasının hemen karşısında.. Dershaneye gidebilmem için Uzun Sokağı geçiyorum.. Doğrudan Maraş Caddesine de girebilirdim lakin çoğu kişinin de tercihi uzun sokak oluyor genelde.. Daha saat dokuz olmamış.. Kimi iş yerleri yeni yeni açılıyor.. Kimisi de çoktan açmış.. İşine giden yabancı yüzler.. Ve de benim gibi öğrenciler.. Herkes ayılamamış gibi, ben de dahil..

Uzun sokaktan Maraş Caddesine geçebilmem için meşhur çiğ köfteci Ömer Ustanın yanındaki o aradan dönüyorum. Bu arada tıklım tıklım dolu olan uzun sokak sabah mahmurluğuna yakalanmış.. Boştu.. Bu sebeple beş dakika kadar yürüdüm yürümedim.. Neyse efendim. O arayı dönünce hemen diğer köşede dershane.. Asansörü kullanmıyorum.. Korktuğumdan değil de sağlık için merdiven tercihim..

İlk iki ders Tarih, sonraki iki ders Türkçe ve son üç ders de Matematik.. Evet toplamda yedi ders.. Matematik fena zorladı beni.. Sevmem de zaten.. Anlamıyorum diye sevmiyorum.. İlk okuldan beri bu böyle.. Dokuzu on geçe başladı ders..  Üçe yirmi kala çıktık dershaneden.. Bu süreçte sınıfı tanımaya çalışma ve döneme alışma süreci.. Yani işte o her zaman ki ilk gün klasik muhabbetler..

Çıktıktan sonra kendime defter ve daha adını yeni duyduğum Öykü Gazetesini alıp eve dönüyorum.. "Açlıktan ölüyorum annneeeğğğğ."  diyerek kapıdan içeri adımımı atıyorum.. Açlıktan başı ağrıyanlardan mısınız sizde?.. Yemek faslından sonra baş ağrım geçmesi için uyuyorum.. Ağrı kesici içmeyi tercih etmiyorum, tabi çok gerekmedikçe.

Ben kendimle ilgili daha fazla detaya girmeden önce şu başlığın hikayesini anlatayım sizlere..

Malumunuz dershanede tuttuğum notları aldığım deftere düzenli şekilde geçtim.. Sonra biraz ders çalışıp dershanenin verdiği kitapları kurcaladım. Masamda iki tane kalemlik var.. Biri kalem koymak için diğeri önemli not kağıtlarını koymak için. Not kağıtlarını karıştırırken elime babamın sakladığı eski paralardan bir tane geçiyor. 14 Ocak 1970 de çıkartılmış..Bin Lira.. Arka yüzünde Fatih Sultan Mehmet.. Peki bu parayı önemli kılan ne mi! Üzerinde yazan notlar..

Babam bunu hatıra saklamam için verdi. Saat : 06:00
Yalnız Adam
Ş: 116 
Başka yok
73/3
28.7.94

SADIK
73-3
Ş:43
-K. Kala-

Bir de üst tarafta başka tarih..
 29. 01.1997

Bu yalnız adam belli ki asker! Şafak sayıyor. 94 yılı askerliğini yapmış.. Sanırım o zamanlar yirmi yaşlarında.. Babasının verdiği kendimce de zor zamanında kullan diye yorumladığım parayı uzun bir müddet saklıyor belli.. 1997 tarihine kadar.. Lakin o tarihten sonra elimde duran bu para bilinmeyen yolculuğa çıkmış besbelli..

Kim bu yalnız adam?
Şimdilerde neler yapıyordur?..
Ya da bu parayı bulsa babasından hatıra olarak...?!

Elimde bilinmeyen bir tarih var.. 94 senesinde askerliğini yapmış ben iki yaşımdayken.. Şimdi bu paranın bilinmeyen yolculuğunda gizli bir tarih var ve bunu kimse bilmiyor..

7 yorum:

Birpembesever dedi ki...

Anı olarak saklanan şeyleri pek bi severim. Ardındaki hikayeler de merak edilesi oluyor...

Yurdagül Çelik dedi ki...

Paranın bile bir hikayesi var.Kim bilir hangi duygu ve düşüncelerle yazıldı?Bunu yazan kişi bu yazdığını hatırlıyor mu?Kim bilir?

deeptone dedi ki...

heeeey ne güzel düşünmüşsün yaaa :)

Bayan Hohori dedi ki...

Tuğçe YÜKSEL;

Anı olarak saklananları bulmayı ve incelemeyi ben daha çok seviyorum :))

Bayan Hohori dedi ki...

Daha Mutlu Yaşam ;

Kim bilir.. Çokça gizli kalmış hikayeler var gün yüzüne çıkmayı bekleyen ya da her daim sır olarak kalacak olan..

Bayan Hohori dedi ki...

deeptone;

:)) teşekkürler deep

incidennotlar dedi ki...

Kimbilir nasıl bir hikayesi vardı.
Severek okudum canım.
Sevgiler

Yorum Gönder

Yorumunuz değerli:)
Link paylaşılan yorumlar yayınlanmayacaktır..

 

BAYAN HOHORİ YAZIYOR. Published @ 2014 by Ipietoon