11.03.2016

MANDALİNA 3










Neşeli geçen her an çabuk geçiyor, zamanın farkına varılmıyordu. Hoş sohbet ve sevdiğiniz insanlar yanınızda olduğunda zaman da önemini yitiriyordu. Hülya ailesiyle birlikte yediği akşam yemeğinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadan vakit geçirmişti. Kardeşinin yaptığı şaklabanlıklar herkesi gülme krizine sokmuştu. Babası da başından geçen komik bir anıyı anlatıp huzur kokan bu yuvaya sıcaklık katıyordu. Annesi bugün herkesin sevdiği yemekleri yapmıştı. Etli kuru fasülye yanında tel şehriyeli pilav, salata birde başlangıç olarak un çorbası..Gerçi Hülya sevmiyordu pilavda şehriyeyi. Ama yinede yiyordu. "Bulamayanlar var kızım yemek seçmek olmaz ." demişti tatlı dille babası.

Yemek yendikten sonra babası Emreyle oynarken Hülya annesiyle birlikte masayı toplayıp bulaşıkları mutfağa getirmişlerdi.  Babası annesine sürpriz yapmış ve bulaşık makinesi almıştı geçen ay. Mahallede bir tek kendilerinde vardı bulaşık makinesi. En çokta annesi sevinmişti. Soğukta bulaşık yıkanmıyor demişti bir keresinde.  Annesi bulaşıkları makineye yerleştirirken Hülya odasına gidip yatağının altına koyduğu gazete parçalarını aldı. Okul çantasından kalemliğini ve iş eğitimi dersi malzemelerini alıp oturma odasına gitti. Elindeki malzemeleri halının üzerine koyup babasına baktı. Emreyi uyutmaya çalışan babası Hülyaya söz verdiği gibi birlikte ödevine yardım edecekti. Hülya babasından yardım istediğin de ilkten hayır demiş ödevlerinin kendisinin yapması gerektiğini söylemişti. Fakat hülya yapacağı proje ödevinin zor olduğunu söylediğinde babasını ikna edebilmişti. Babası "Bir şartla sana yardım edebilirim." demiş ödev malzemelerini Hülyanın bulmasını istemişti. Her ne kadar Hülyanın babası Kemal Bey dediği şeyden pişmanlık duysa da kızı için iyi olduğunu düşünüp şartını geri almamıştı. Kızının sorumluluğunu yerine getiren birey olarak yetiştirmek için çabalıyordu..

 Polis olan Kemal akşama kadar yorulsa da eve geldiğinde yorgunluğunu dışarıda bırakıp öyle giriyordu içeri. Gün içinde yaşadığı olayları ailesine yansıtmamaya çalışıyor ailesiyle vakit geçiriyordu. Eve geldiğinde televizyon kapatılır ve yatana kadar da açılmazdı. Eşi Cemileyle görücü usulüyle evlenmişlerdi ama çok sevmişlerdi birbirlerini. Huzurlu ailesi için her ikisi de şükrediyorlardı Allah'a. Oğlunu uyutan Kemal Emreyi yatağına yatırıp kızının yanına halının üstüne bağdaş kurarak oturmuştu. Hülya sekizinci sınıf öğrencisiydi. En sevdiği şeyse bir şeyler icat etmek yada bozuk olan her türlü eşyayı tamir etmekti. Başarısız olduğu zamanlar çoğunluktaydı ama hem annesi hem de babası kızlarının hobilerinden vazgeçmemesini, mutlaka başaracağını söylüyordu. Şimdi ise Hülya gazete kağıtlarından gece lambası yapmaya uğraşıyordu. Önündeki gazete kağıtlarını odunlukta bulduğu eski abajur başlığına silikon ile yapıştırıyordu. Babası da başlığı kızının dediği gibi yapıp gazeteleri buruşturup kızına veriyordu. Biliyordu ki Kemal kızı tek başına yapabilirdi ödevini lakin Hülyanın ısrarı babasıyla daha fazla vakit geçirip birlikte eğlenmekti.

Kemal'in eve gelirken getirdiği meyvelerle içeri giren Cemile de kızının yanına gelip önce sofra bezini yere serdi sonra  üzüm ve nar olan tabağı yere koyup kendisi de   yere oturmuştu. Cemile onları izlerken bir yandan kızına ve kocasına üzüm yediriyordu. Dünden kalan son dört mandalinayı da soyup hep birlikte yediler. Onlar lambayı yaparken Cemilede kıpkırmızı narı taneliyordu. Kızı lambayı bitirip de fişini prize taktığında havalara uçmuştu. Başarmanın verdiği mutlulukla babasının sarılmıştı. Koca cüsseli Kemal Bey o anda kızıyla birlikte çocuk olmuştu. O gece her zamanki gibi mutlu girmişlerdi yataklarına huzurlu uyumuşlardı. Ve gece ketum geçmişti.

Dün geceki fırtınanın aksine sabah güneşi gözleri kamaştırıyordu. Hülya yatağından kalkıp okula gitmek için hazırlandı. Okul formasını giyinip oturma odasına geçti. Annesi her zamanki gibi kahvaltıya hazırlamıştı. Hülya yerine geçtiğinde kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Masada yemek herkes geldiğinde yeniliyordu. Evin en önemli kuralıydı bu. Israrla çalan kapı kahvaltılarını bölmüştü. Cemile kapıyı açmaya gitmişti. Herkes kahvaltısını bırakıp Cemilenin geri dönmesini bekliyordu. Cemile içeri girdiğinde yüzü kireç gibi olmuştu. Fısıltıyla  " Raşid abi seni istiyor Kemal" demişti. Kemal anlamıştı bir şeylerin ters gittiğini. Kemal masadan kalkıp dışarı çıktı. Pencereden bakan Hülya babasının Raşid amcasıyla bir şeyler konuştuğunu gördü. Babası Hülyaya kısa bakış atıp Raşid amcasıyla birlikte gitti. Hülyanın canı sıkılmıştı.


Bu bölüm de sosyal medyadan kopup aileyle vakit geçirmenin daha eğlenceli olduğunu vurgulamak istedim. Aileye vakit ayırmak ebeveynlerin elinde. Unutmayalım ki çocuklar en çokta anne ve babasına benzer..

16 yorum:

A.Z. Yazar dedi ki...

Ne güzel demişsin aile ile vakit geçirmek çok önemli.
Çocukluk kurtarılması gereken zaman. Bizleri oluşturan asıl yapı taşı...

semanur dedi ki...

Bu kez geç kalmadım. Ne güzel bir mesaj vermişsin aslında. Kalemine sağlık canım. Seni okumak güzel. Daha sık okumak isterim kendi adıma.♥♥♥

Ruhsuz Atmaca dedi ki...

Çok iyi gidiyor devam et. :)

Bayan Hohori dedi ki...

Semanur Kok;

Çok teşekkür ederim. Varlığını hissetmek güzel. 💙

Bayan Hohori dedi ki...

Ruhsuz Atmaca;

Teşekkür ederim. Devamı gelecek ☺

deeptone dedi ki...

ne güzel yazıyoooon yaaaa :)

Bayan Hohori dedi ki...

Deeptone;

:) teşekkür ederim

ipektenrenkler dedi ki...

Ne kadar doğru Bu duyguyu çocuğa ebeveyn çocukluğunda yerleştirdiğinde hiç bir sorun kalmayacak zaten. Ne ekiliyorsa, ileride de o biçiliyor.

Bayan Hohori dedi ki...

Elif İpek Durmaz;

Kesinlikle öyle. Ebeveynler bilinçli olduğu kadar çocuklarda bilinçli birey olurlar.

Hikaye Kalpli Kadın dedi ki...

Bayıldım. Hele de verdiğin mesajlar çok yerinde. Artık daha sık ziyaret edeceğim seni. Kalemine sağlık 😊

Bayan Hohori dedi ki...

Hikaye Kalpli Kadın;

Umarım mesajlar ulaşması gereken kişilere ulaşır da çocuklar daha fazla zarar görmez. Teşekkürler :)

Bayan Hohori dedi ki...

Büşra Gürbüz;

Aile yapı taşı insanda. Çocuklukta işlenen yapı taşı ve nasıl yetiştirirsen öyle devam eder. Yorumun için teşekkürler :)

Uğur Kaya dedi ki...

Bizim evde genelde misafir geldiği zaman açılmaz. Daha doğrusu açılamaz misafir agirladigimiz oda da televizyon yok. :) Bende zaten televizyon izlemem ama internete bağımlı olmasamda yinede çok vakit harcıyorum.

Bayan Hohori dedi ki...

Uğur KAYA

Maalesef tv ve internette fazlasıyla zaman harcayıp aileyle doyasıya sohbet edilmiyor artık. Sosyal medyada bende vakit harcıyorum.

engelsizrenkler.blogspot.com dedi ki...

Aile çocukların rol modelleri olduğunu farkında ise, çocuğun gelişimi ve olgunlaşmasına katkı sağlıyor.

Bilinçli ebeveynler bilinçli çocukların yetişmesine sağlıyor. Taki ki çevre ve sosyal medya önemi yadsınamaz.
Saygılarımla.

Bayan Hohori dedi ki...

Abdullah Tığ;

Aile yapı taşı toplumun. Neslin devamında kültüründe geleceğinde. Bir neslin yetişmesinde o neslin alacağı rolü ve statüsünü seçmesinde oynayan büyük faktör. Ve "ağaç yaşken eğilir" atasözünden yola çıkarak gelecek neslin sağlam kök salmasında aile en büyük etken ve maalesef sosyal medya kök salmaya yeni başlayan bu nesile olumlu etkisi olduğunu hiç düşünmüyorum.

Yorumlarınız mutlu etti. Çok teşekkür ederim :)

Yorum Gönder

Yorumunuz değerli:)
Link paylaşılan yorumlar yayınlanmayacaktır..

 

BAYAN HOHORİ YAZIYOR. Published @ 2014 by Ipietoon