Heyecandan elleri titremeye başlayan Nazlı Milat balkondan oturma odasına geçmişti. Aynanın karşısına geçip kendisine bakındı. Saçlarını açıp, kırmızılık kazanması için de dudaklarını ısırmaya başladı.. Ceviz ağacından yapılan aynanın bulunduğu masanın çekmecesinden parlatıcısını alıp sürdü hemen. Aynada kendisine bakındığı sırada bir anda donuklaşıp " Saçmalıyorsun Milat, on sekiz yaşında değilsin" deyip açtığı saçlarını kabaca topuz yapıp parlatıcıyıda silmişti. Sandalyeye asılı duran siyah ince hırkasını giyinip doğruca pastaneye indi. Pastaneyi geçip kapıyı açtığında Yahya karşısında duruyordu. Elindeki beyaz gülleri Nazlı Milat'a uzatıp "Küçük bir teşekkür için." deyip verdi. Nazlı Milat karşısındaki adama bakındı. Bir haftadır beklediği adam karşısında duruyordu. Spor kıyafet yerine siyah takım elbisesi giyinmişti. Saçları biraz dağınıktı ve bir kaç günlük sakalları vardı.
Gülleri alıp Yahya'nın içeri girmesi için kapıdan çekilmiş " Hoş geldin." demişti. İçeri giren Yahya geçen sefer oturduğu yere otururken " Hoş bulduk" dedi. Nazlı Milat gülleri vazoya koyarken Yahya'nın onu izlediğinin farkında değildi. Nazlı güllerle ilgilenirken " Kaskını burada unutmuşsun" deyip Yahya'ya küçük bakış attı. Nazlı Yahya'nın kendisini izlediğini anlayınca elleri yeniden titremeye başlamıştı.
" Titremeyin be, başladınız yine oynamaya" diye içinden ellerine bakıp söyleniyordu. Ellerinin titremesinin geçmesi için etrafında iş bulup oyalanmaya başlamıştı.
" Evet almaya gelecektim ama işler yüzünden yurt dışındaydım. Yeni geldim." diye söylemişti Yahya
Nazlı Milat daha fazla oyalanamayacağını anladığında Yahya'nın yanına gitmeye karar verdi. Yahya'nın yanına geçerken içeri giren abisini gördü. "Hadi Nazlı, gidelim" diyen abisi Yahyayı gördüğünde Nazlının yanına gidip "Müşterin olduğunu fark etmedim kusura bakma" dedi Yahya'nın duyacağı sesle.
" Kaskını unutmuştu onu almaya geldi." diyen Nazlı abisine ters bakış atmayı da ihmal etmemişti. "Ayıp abi yaa, öyle denir mi?" diye usulca abisine söyleyip Yahyanın yanına gidip " Abim" demişti ikisini tanıştırmak için. Yahya hızla yerinden kalkıp abisine doğru gitti.
"Hakan!"
Hakan karşısında duran adama bakıp kim olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Yahya ben!"
"Tanıyamadım.!?"
" Üniversiteden, aynı sınıftaydık . Yahya ben Yahya"
Nazlı ikisnin konuşmalarını uzaktan izlerken abisinin "Dombul Yahya" diye bağırmasıyla yerinde zıpladı. "
"Ne! Kim!? Nasıl ya!" diye sorular sorarken abisi ve Yahya kucaklaşıp birbiri omuzlarına yumruklar atmaya başlamışlardı kahkahalar atarak.
14 yorum:
Merhaba :) Güzel paylaşım , takipteyim :)
Vaayy demek ki tanışıyorlar bile :)) Gülümsetti bu bölüm ama merakta bıraktın bizi :))
Çok iyi abisiyle tanıdık çıkmaları. Bu aşk olur bence yaaa... Sevgiler....
Burcu Yörük;
Merhaba hoşgeldin :D Teşekkürler :)
Büşra Gürbüz;
Gülümsettiysem ne mutlu bana.. Evet abisiyle tanış çıktılar bak şu işe :DD
Persephone;
Olur mu acaba!?
Birde adının anlamı ne ki?? :D
Dombul Yahya'mı?...Komik bir lakap :)Güldüm ya....
Daha Mutlu Yaşam;
Dombulmuş ya zamanında :) güldürdüysem ne mutlu :))
öykünü zaten gelir okurum daaa baksan yaa hani demiştin yaa yılbaşında kapılara poşet çerez diyee bunları anlatan yazı yazsana noluuur. :)
deeptone
Bak bununla ilgili tek bölümlük hikaye yazayım ben ☺
çok tatlıııı. bu bölüm çok dombul olmuuuuş :)
Ayy çok güzel oldu bu. Yahya'da kilolumuymuş eskiden :) Kader ağlarını örüyor ve örüyordu :)
Deeptone;
Teşekkür ederim deep. :)
Elif İpek Durmaz;
Ya ikisininde geçmişte ortak hatıraları varmış demek ki :)
Yorum Gönder
Yorumunuz değerli:)
Link paylaşılan yorumlar yayınlanmayacaktır..